Kekova: Eşsiz Doğa ve Tarihin Buluştuğu Cennet

Antalya’nın Demre ilçesi sınırları içinde yer alan Kekova, Türkiye’nin en özel ve etkileyici doğal güzelliklerinden biri. Sadece masmavi deniziyle değil, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olmasıyla da ziyaretçilerini büyüleyen Kekova, mutlaka keşfedilmesi gereken bir destinasyon.

Kekova’nın Coğrafi Konumu

Akdeniz’in berrak sularında, Antalya’nın batısında konumlanan Kekova, küçük adaları ve koyları ile bilinir. Kekova Adası, kalıcı yerleşime kapalı olsa da çevresindeki koylar, köyler ve deniz hayatı turizmin merkezini oluşturur.

Tarihi ve Kültürel Önemi

Kekova, Likya uygarlığının önemli merkezlerinden biridir. Bölgedeki en dikkat çekici tarihi miras ise su altında kalmış eski şehir kalıntılarıdır. MS 2. yüzyılda yaşanan büyük bir deprem sonucu bazı yerleşim alanları sular altında kalmış ve bugün bu “batık şehir” olarak ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Kekova batık şehirinde yürüyüş yaparken ya da tekneden izlerken binlerce yıllık tarih sanki suyun içinde canlanır.

Kekova Batık Şehri

Kekova batık şehri, Akdeniz’in en iyi korunmuş su altı arkeolojik alanlarından biridir. Denizin berraklığı sayesinde tarihi kalıntılar net bir şekilde görülebilir. Yürüyüş veya tekne turları sırasında batık limanlar, antik surlar ve taş evlerin kalıntıları ziyaretçilerin karşısına çıkar.

Doğa ve Deniz Güzellikleri

Kekova, sadece tarihiyle değil, doğasıyla da büyüler. Masmavi denizi, bakir koyları, turkuaz renkli koyları, zeytin ve çam ormanlarıyla çevrilidir. Bölge dalış ve yüzme için idealdir. Kekova çevresinde yapılan tekne turları doğa severler için unutulmaz anlar yaratır.

Kekova’da Yapılabilecek Aktiviteler

• Tekne Turları: Kekova çevresindeki koyları ve batık şehri keşfetmek için en iyi yol.

• Dalış: Sualtı tarihini yakından görmek isteyenler için zengin dalış noktaları var.

• Doğa Yürüyüşleri: Kekova çevresinde doğa yürüyüşü rotaları mevcut.

• Kültürel Gezi: Yakın köyler ve antik kalıntıları ziyaret etmek.

Kekova’yı ziyaret etmek, sadece bir tatil değil, tarih ve doğanın iç içe geçtiği büyülü bir yolculuğa çıkmak demektir.